Denizde Bir Yangın: Morning Midas’ta Elektrikli Hayaller Kül Oldu

Artık denizlerde korsanlar ya da buzdağları değil, lityumun kendisi tehdit unsuru. Liberya bayraklı 182 metrelik araç taşıyıcısı Morning Midas, 26 Mayıs’ta Çin’den ayrıldı; üç bin yepyeni otomobili Meksika kıyılarına ulaştırmak üzere yola çıktı. Ancak yolculuğun sekizinci gününde, okyanusun ortasında, sessizliğin hakim olduğu Pasifik’te, Hollywood senaristlerine ilham verecek türden bir olay yaşandı: Bir elektrikli araç aniden duman çıkarmaya başladı.

Gece yarısından hemen sonra, Greenwich saatine göre, geminin elektrikli araçların bulunduğu bölümünden yoğun siyah duman yükselmeye başladı. Sonrasında yaşananlar ise hem felaket, hem de bir televizyon dizisi gibiydi: 22 kişilik mürettebat, yangın söndürme sistemlerini devreye almak için büyük bir çaba harcadı ama bu sistemlerin böylesi bir yangın için yetersiz kaldığı anlaşıldı. Alev alan bir elektrikli aracı söndürmek, dizel dökülmesini temizlemekten çok daha zordu. Yangın kazandı. Mürettebat gemiyi terk etmek zorunda kaldı; Morning Midas ise alevler içinde, robotik enkazlarla dolu bir yüzen mezara dönüştü.

ABD Sahil Güvenliği zamanında ulaşıp tüm mürettebatı kurtarmayı başardı. Ancak yük – çoğu elektrikli, yeni nesil binlerce araç – alevlere teslim edildi. Büyük ihtimalle, gençlerin Tesla hayalleri gibi, bu araçlar da küle dönecek.

Mesele basit ama tehlikeli: Lityum pilleri suyla söndüremiyorsunuz. Cehennem gibi yanıyorlar ve yangın görünürde sönse bile için için tüterek tehlike yaratmaya devam ediyorlar. Bu yüzden, deniz taşımacılığı şirketleri artık elektrikli araçları okyanus aşırı taşımak gerçekten buna değer mi, ciddi ciddi sorguluyor.

Morning Midas sıradan bir gemiydi. Ama daha yeşil bir gelecek vaat eden o piller sayesinde, şimdi bambaşka bir şeyin sembolü oldu: Yeni bir çağın umudu ve beraberinde getirdiği risklerin simgesi.