Bentley Supersports: Lüksün Sporcuya Dönüşen Hali
Bentley, tarihinin en radikal Continental modelinin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Yeni Supersports, dört tekerlekten çekişi ve hibrit desteği bir kenara bırakıp arkadan itişe geçiyor, ağırlığını iki tonun altına çekiyor ve tek bir hedefe odaklanıyor: Saf sürücü keyfi.
Kaputun altında 4.0 litrelik çift turbo V8 motor yatıyor; 666 beygir güç ve 800 Nm tork üretiyor. Tüm bu güç, çift kavramalı şanzımanla arka tekerleklere aktarılıyor, elektrik desteğinden ise eser yok. Sonuç: 0–100 km/s hızlanma 3,7 saniye, azami hız ise yaklaşık 310 km/s. Eski usul performans, Akrapovič titanyum egzozun sesiyle daha da vurgulanıyor; varlığını gizlemeye hiç niyeti yok.
Bentley, otomobilden neredeyse yarım ton ağırlık atmış ve şasiyi baştan aşağı elden geçirmiş. Artık virajlarda 1,3 g yanal tutunma sağlanabiliyor. Bu kilo kaybı, karbon fiber tavan, Manthey Racing dövme jantlar ve seramik frenler sayesinde mümkün olmuş. Sonuçta bu otomobil, bir centilmen ekspresinden çok bir yarış otomobiline yakın hissettiriyor.
İç mekanda sadece iki kişilik yer var. Arka koltuklar tamamen kaldırılmış, yerlerine karbon ve deriyle kaplı heykelsi bir panel yerleştirilmiş. Her yüzey, düğme ve ekran sürücüye dönük; yolcuya değil. Her Supersports, tek tek numaralandırılıyor ve sadece 500 adet üretilecek.
Supersports rozeti, Bentley’nin ilk Super Sports modelinin üzerinden geçen bir asrı kutluyor. Önceki versiyonlar hız rekorlarının peşindeydi; bu model ise insan ve makine arasındaki bağı öne çıkarıyor. Projenin iç kod adı Mildred, 1920’lerin korkusuz yarışçısı Mildred Mary Petre’ye bir saygı duruşu niteliğinde.
Bentley sürekli elektrikli geleceğinden bahsediyor olabilir, ancak Supersports markanın efsaneleşmesini sağlayan unsurları hatırlatıyor. Mantıksız, gürültülü ve tamamen mekanik; içten yanmalı motorun romantizmine yapılan son, görkemli bir selam. Belki de bu yüzden modern çağın en arzu edilen Bentley’si olma potansiyeline sahip.
