MINI ve Deus Ex Machina'dan İki Özel JCW Tasarımı
The Skeg, tamamen elektrikli bir JCW olarak sörf kültüründen ilham alıyor. Sarı ve gümüş gövdesinde kullanılan yarı şeffaf fiberglas paneller hem ağırlığı azaltıyor hem de sörf tahtalarının yapısını çağrıştırıyor. Tavana monte edilen kayışlar, tahtayı araca sabitleme ritüeline gönderme yaparken, iç mekanda neopren kaplı koltuklar ve dalgıç kıyafeti askıları temayı tamamlıyor.
Machina ise safkan bir içten yanmalı JCW olarak pist için tasarlandı. Kırmızı, beyaz ve siyah renklerle öne çıkan otomobilde genişletilmiş çamurluklar, kaput üstünde dört ek far ve ralli tarihine selam duran Can-Am tarzı büyük bir arka kanat bulunuyor. Kabinde ise gösterişten uzak, tamamen işlevselliğe odaklanan bir yaklaşım var: Görünür takla kafesi, beş noktalı emniyet kemerleri ve atölye tarzı detaylar dikkat çekiyor.
MINI tasarım şefi Holger Hampf, bu iki modeli "ham, el işçiliğiyle şekillenen bir yaklaşım" olarak tanımlıyor. Burada kusursuzluktan ziyade özgünlük ve mekanik dürüstlük ön planda tutulmuş. Görünür dikişler, analog düğmeler ve kollar, günümüzün dijital parıltısına karşı işlevselliği öne çıkarıyor.
Görsel kimlik, Deus Ex Machina'nın kreatif direktörü Carby Tuckwell ve tasarımcı Matt Willey tarafından şekillendirildi. Tarihi yarış MINI'lerinden ilham alan ikili, iki otomobili de aynı projede birleştiren cesur ve duygusal bir tasarım dili oluşturdu.
İş birliği sadece bu özel otomobillerle sınırlı kalmıyor. Münih'teki IAA Mobility fuarında (6-14 Eylül 2025), MINI ve Deus ayrıca JCW x Deus kapsül koleksiyonunu tanıtacak. Bu koleksiyon, el işçiliği, hassasiyet ve yaşam tarzı gibi ortak değerleri giyime taşıma hedefiyle hazırlandı.
