auto.pub logo
Audi Q3

Audi Q3 İç Mekan: LED’ler, SONOS ve Şişeden Kumaşa Dönüşen Dokular

Author: auto.pub | Published on: 05.08.2025

Yeni Audi Q3’ün kabini, dokunmatik ekranların, gizli vites seçicilerin ve geri dönüştürülmüş tekstillerin ne kadar uyumlu bir şekilde bir arada bulunabileceğini kanıtlıyor—tabii neredeyse her yüzeyin parladığı, yanıp söndüğü ya da dokunuşa tepki verdiği bir ortamdan rahatsız olmayanlar için.

İç mekandaki en çarpıcı görsel detay, 11.9 inçlik Audi sanal kokpit ile 12.8 inçlik MMI dokunmatik ekranı birleştiren kavisli dijital panel. Bu ekranların altına opsiyonel olarak baş üstü göstergesi de eklenebiliyor. Sıkça övülen görsel netlik aslında daha az fiziksel düğme anlamına geliyor.

Orta konsoldan vites kolunun kaldırılması, iç mekanda ferahlık hissini artırıyor. Artık vites seçici direksiyon kolonunda yer alıyor. Eski yerinde ise bardaklıklar, ayarlanabilir bir kol dayama ve 15 watt’lık soğutmalı kablosuz şarj pedi mevcut. Yanında iki USB-C portu bulunuyor. Arka koltuklarda da iki adet daha var. Teknik olarak yeterli, ancak devrim niteliğinde değil.

Aydınlatma yeni bir seviyeye taşınıyor: 30 farklı renkte ayarlanabilen LED şeritler, kapı panellerinde lazerle işlenmiş 300 elmas deseni ve aracın kilitlenip açılmasıyla başlayan bir ışık animasyonu. Audi buna "ilerici ışık koreografisi" diyor. Ancak gerçekten istenip istenmediği ise belirsiz.

Ses tarafında ise opsiyonel 12 hoparlörlü, 420 watt gücünde ve sanal surround özellikli SONOS sistemi öne çıkıyor. Her koltuk için ayrı akustik profil kağıt üzerinde etkileyici görünüyor, ancak gerçek tecrübe müzik kalitesi ve iç mekan gürültüsüne bağlı. Bass güçlendirme, ses seviyesi dengeleme ve sıkıştırılmış müzikleri canlandırma gibi daha fazla ses özelliği ise Functions on Demand üzerinden açılabiliyor.

Modern lüksün gereği olarak, malzemeler sürdürülebilir kaynaklardan: Koltuk döşemeleri yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyester, halılar ise eski balık ağları ve halı atıklarından üretilmiş Econyl. Tüm tekstiller tek bir materyalden yapılıyor, böylece gelecekte tamamen geri dönüştürülebilecekler—yalnızca bir vaat değil, tasarım tercihi.

Sonuç olarak Q3’ün iç mekanı, her şeyin ayarlanabildiği, aydınlatılabildiği, senkronize edilebildiği ve isteğe bağlı eklenebildiği bir premium laboratuvar gibi hissettiriyor. Bu gerçekten daha iyi bir sürüş deneyimi sunuyor mu? Belki. Ama kesin olan şu: Q3, şimdiye kadar olduğundan çok daha görsel ve işitsel olarak yoğun ve belki de bu çağ için gerçek vaadi bu; lüks artık sessizlik değil, mükemmel şekilde simüle edilmiş bir ses manzarası.