Lexus LS Konsepti Lüks ile Uzay Arasında Konumlanıyor
Tokyo Japonya Mobilite Fuarı'nda Lexus, geleneksel bir konsept otomobilin çok ötesinde bir şey tanıttı. LS Konsepti, altı tekerlekli ve fütüristik yapısıyla yalnızca lüksü değil, yerçekimini de yeniden tanımlıyor.
Lexus, amiral gemisinin baş harflerine yeni bir anlam kazandırdı. Eskiden Luxury Sedan (Lüks Sedan) anlamına gelen LS, artık Luxury Space (Lüks Uzay) olarak anılıyor. Bu isim, bir kabinin sınırlarını aşarak adeta mecazi bir evrene uzanıyor. Buradaki 'uzay', hem keşfi hem de duygusal özgürlüğü simgeliyor; yolların ve belki de hayal gücünün son bulmadığı yerlere seyahat daveti sunuyor.
Ay’dan İlham Alan Tasarım
Fikir, Toyota ile Japonya'nın uzay ajansı JAXA'nın Ay yüzeyinde araştırma yapmak için geliştirdiği Lunar Cruiser projesinden doğdu. LS Konsepti, bu kozmik ruhu Dünya'ya taşıyor; bilimi, sanatı ve cesareti tek bir vizyoner araçta buluşturuyor.
Yeni Bir Tasarım Felsefesi
Baş tasarımcı Simon Humphries ve kreatif direktör Takeshi Nozoe liderliğinde geliştirilen LS Konsepti, Lexus’un yeni tasarım dönemini temsil ediyor. Markanın ikonik Makarna Izgarası, artık tüm gövdeye yayılan bir Spindle Body’ye dönüşüyor. Otomobilin formu hareketi, gerilimi ve amacı yansıtıyor. Yüzeyler, bir amblem yerine şekilleriyle duygu iletiyor.
Lüksün Yeniden Tanımı
Altı tekerleği ve hem uzay aracı hem de grand tourer havasındaki duruşuyla LS Konsepti, geçmişe bakmıyor; ötesine bakıyor. Lexus, bu modeli konfor ile keşfin bir arada olduğu yeni bir lüks çağının kapısı olarak tanımlıyor.
Markanın ifadesiyle, kendinden emin ve tereddütsüz: “Keşfet. Kimseyi taklit etme.”